Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut Basın Mensupları ile Buluştu

Portföy Yapısı, Yatırımlar ve Fonun Yaklaşımı

Global SWF’nin yayımladığı son rapora göre, Türkiye Varlık Fonu, yönetilen aktif büyüklüğü bakımından dünyanın en büyük ilk 10 varlık fonu arasına girdi. Toplantıda, TVF portföyünde yer alan halka açık şirketlerin piyasa değerinin 25 milyar dolara yaklaştığı ifade edildi.

Ermut, TVF’nin portföy yapısına ilişkin değerlendirmesinde, Türk Hava Yolları, Türk Telekom ve Turkcell gibi şirketlerin, Fon kapsamına alınmadan önce de kurumsal yapıları ve yönetim mekanizmaları güçlü şirketler olduğunu vurguladı. TVF’nin bu şirketlerde müdahaleci olmayan, destekleyici ve uzun vadeli değer odağı taşıyan bir yaklaşım benimsediğinin altını çizdi.

Ermut, TVF’nin sadece Türkiye Sigorta’ya yapılan yatırımın dahi bugün önemli bir piyasa değeri artışıyla karşılık bulduğunu, bu çerçevede fon yönetiminde esas hedefin doğru zamanda değer yaratıcı çıkış ve işlemlerle kazanımları somut hale dönüştürmek olduğunu belirtti.

İstanbul Finans Merkezi 

Toplantıda, TVF açısından stratejik öneme sahip İstanbul Finans Merkezi (İFM) de gündeme geldi. İFM’de günlük çalışan sayısının hızla arttığını belirten Ermut, bölgenin altyapısında metro hattının tamamlanmasının kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.

Arda Ermut ayrıca, İFM’de yerel teşviklerden yararlanacak yatırımcılara yönelik olarak, lisans ve izin süreçlerini kolaylaştıracak “tek durak ofis” niteliğinde bir model önerdiklerini, ilgili mevzuat düzenlemeleri hayata geçtiği takdirde yatırımcıların işlemlerini tek bir yapı üzerinden hızlı ve etkin biçimde gerçekleştirebileceğini ifade etti.

Türk Telekom, VakıfBank İşlemi ve Olası Halka Arzlar

Türk Telekom’da ikincil halka arz için şu an doğru zamanlama olmadığını belirten Ermut, şirketin yoğun yatırım döneminde bulunduğunu ve altyapı yatırımlarının meyvelerinin alınması sonrasında bu konunun daha sağlıklı değerlendirilebileceğini aktardı.

VakıfBank’taki sınırlı oranlı hisse satışıyla ilgili olarak Ermut, işlemin yurt dışından gelen nitelikli yatırımcı talebi üzerine gerçekleştirildiğini, satılan payın sermayenin küçük bir bölümüne tekabül ettiğini, TVF’nin VakıfBank’ta hâlen güçlü çoğunluk ortaklığına sahip olduğunu vurguladı. Bu işlemi, yabancı katılımlı olası halka arz ve sermaye piyasası adımları için yol gösterici bir örnek olarak değerlendirdi.

Ermut, TVF portföyündeki halka açık olmayan bazı şirketler için de anlamlı büyüklükte ve yabancı ilgisinin yüksek olacağı halka arzların gündeme gelebileceğini, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi hedefi doğrultusunda bu tür fırsatların yakından takip edildiğini belirtti.

Maden Portföyü, Türk Altın ve Yeni Yatırım Planları

Ermut, TVF’ye devredilen 26 maden ruhsatı için uluslararası değerlendirme kuruluşları ile birlikte çalışma yapıldığını, bunlardan 4 lisansın önceliklendirildiğini söyledi.

Türk Altın’ın devriyle birlikte, Türkiye’nin en büyük altın üreticilerinden birinin TVF bünyesine geçtiğini hatırlatan Ermut, bu çerçevede bazı madenlerin Türk Altın üzerinden değerlendirilmesi, yeni yatırım kararlarının da bu sinerjiye göre şekillendirilmesi yönünde çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

Arda Ermut ayrıca, İzmir Alsancak Limanı için gerekli yatırımları içeren bir planın hazırlandığını, limanın yeniden potansiyeline kavuşmasına yönelik adımların önümüzdeki dönemde atılmasının planlandığını belirtti.

Varlık Fonları ve Uluslararası Eğilimler

Toplantıda, varlık fonlarının küresel ölçekte geçirdiği dönüşüm de değerlendirildi. Ermut ve Kayacık, sadece bütçe fazlası veya tek bir emtiaya dayalı gelir fazlasına sahip ülkelerin değil, örneğin cari açığı yüksek olan Amerika Birleşik Devletleri gibi farklı ekonomik yapılara sahip ülkelerin de varlık fonu modeline yöneldiğini, birçok devlette kamu varlıklarının tek çatı altında toplanarak sinerji, verimlilik ve etkinlik sağlanmasının hedeflendiğini aktardı.

Eurobond İhracı, Sermaye Piyasalarındaki Rol ve Görünüm

Arda Ermut, Eylül 2025’te gerçekleştirilen son Eurobond ihracında 5 ve 10 yıl vadeli iki dilim (dual-tranche) yapı ile ihraç yapıldığını, işlemin 10 milyar doların üzerinde talep çektiğini ve Türkiye’den son yıllarda 10 yıl vadeli ihraç yapan ilk kurum olma özelliği taşıdığını belirtti. Bu sonucun, uluslararası yatırımcıların TVF’ye ve Türkiye ekonomisine duyduğu güveni yansıttığını vurguladı.

Mahmut Kayacık ise TVF’nin, portföyündeki paylar itibarıyla Borsa İstanbul’un en büyük yatırımcılarından biri olduğunu, buna karşın her gün piyasada aktif işlem yapan bir oyuncu olmadığını ifade etti. 

Son olarak Ermut, Türkiye Varlık Fonu’nun zaman zaman Türkiye Voleybol Federasyonu, varlık yönetim şirketleri veya TMSF ile karıştırılabildiğini, CİMER’e gelen şikâyetlerin önemli bir bölümünün bu tür kurumsal karışıklıklardan kaynaklandığını, TVF’nin el konulan varlıkları devralan bir yapı olmadığını, portföyüne dahil olan şirket ve varlıkların mevzuata uygun süreçler ve bedeli ödenerek Fon’a geçtiğini vurguladı.