TVF’den Ekonomiye ve Sermaye Piyasalarına Önemli Katkı

Türkiye Varlık Fonu (TVF), elinde bulundurduğu %74,79 oranındaki VakıfBank hisselerinin %1,53’üne tekabül eden 152 milyon TL nominal değerli kısmını uluslararası kurumsal yatırımcılara başarıyla arz ederek, Türkiye’nin sermaye piyasalarının gelişimine ve yabancı yatırımcı ilgisinin artmasına katkı sağlayan yeni bir adımı daha hayata geçirdi.

16 Eylül 2025 tarihinde başlatılan süreç kapsamında, hızlandırılmış talep toplama yöntemiyle gerçekleştirilen işlem sonucu, söz konusu paylar, pay başına 27,07 TL fiyatla, toplam 4  milyar 114 milyon 640 bin TL bedelle yurt dışı yerleşik kurumsal yatırımcılara arz edildi. İşlem, piyasa kapanış fiyatına göre yaklaşık %6 oranında iskonto ile gerçekleştirildi.

İşleme ilişkin takas süreci ise 19 Eylül 2025 tarihinde, mutat kapanış koşullarına uygun şekilde ve borsa dışında başarıyla tamamlandı. İşlemin ardından TVF’nin Vakıfbank’taki güncel doğrudan pay sahipliği %73,26 oldu. TVF, bankadaki ana pay sahipliğini sürdürmektedir.

Sermaye piyasalarında TVF’nin ilk kez satıcı tarafında olduğu bu işlem, fonun finansal piyasalarda iyileşmeyi sağlama ve sermaye piyasalarının daha da derinleşmesini teşvik etme hedeflerinin bir parçasıdır. Aynı zamanda Borsa İstanbul’da işlem gören paylar açısından likiditeye katkı sağlamakta, halka açıklık oranlarını artırmakta ve yurt dışı kurumsal yatırımcılardan gelen güçlü talep sayesinde Türkiye ekonomisine ve Türk bankacılık sektörüne duyulan güveni açık biçimde yansıtmaktadır.

Özellikle Vakıfbank’ın güçlü mali performansı ve kurumsal yönetim anlayışı, bu yatırımcı güveninin oluşmasında belirleyici olmuştur. Türk bankacılık sektörünün yabancı kurumsal yatırımcılar nezdinde ilgi görmesi, sadece sektörün dinamizmini değil, aynı zamanda ülkemizin makroekonomik görünümüne ve yapısal dönüşüm kapasitesine duyulan güvenin de altını çizmektedir.

TVF, söz konusu satış işlemi sonrasında belirli istisnalar haricinde 90 gün boyunca ek hisse satışı gerçekleştirmeme taahhüdünde bulunmuştur. TVF, önümüzdeki dönemde de şeffaflık, yatırımcı güveni ve finansal derinlik ilkeleri doğrultusunda hareket ederek, portföyündeki varlıkları hem Türkiye ekonomisi hem de uluslararası sermaye piyasaları açısından daha değerli hale getirme misyonunu sürdürecektir.